27 Nisan 2023 günü Bilkent Üniversitesi’nde gerçekleştirdiğimiz Akıllı Sözleşmeler ve Hukuk Çalıştayı‘ndan şu tespit ve öneriler çıkarılmıştır:
Akıllı Sözleşmelerin Değiştirilmesi: Code is law?
Akıllı sözleşmelerin otomatik ifa edilmesi nedeniyle ihlal edilemeyeceği düşüncesi doğru değildir. Nitekim akıllı sözleşmelerde kodda hata, siber saldırı, taraf iradelerinin yanlış temsili gibi durumlar meydana gelebilecektir. Bu durumlarda akıllı sözleşmelerde değişikliğe ve sona ermeye ihtiyaç duyulacaktır.
Akıllı sözleşmelerde mahkeme kararları ise değişmezlik özelliği nedeniyle fiilen uygulanamaz. Bu sebeple akıllı sözleşmelerde, ifa değişmezliğinin durdurulması için çeşitli mekanizmalar öngörülebilir. Söz gelimi, tercih edilen blockchain ağları ve akıllı sözleşme türlerine göre değiştirilebilirlik mümkündür. Sözleşmeye öncesinde oracle, kill-switch gibi ex-ante çareler kodlanarak, değiştirme ve sona erme imkanı elde edilebilir. Aynı zamanda bunun için Ethereum tarafından sağlanan “self-destruct” gibi teknik çözümlerden ve yapay zekadan da faydalanabilir.
İlerleyen süreçte, mahkemelerce verilen kararların uygulanabilirliği adına yasal düzenleme getirilmesi düşünülürse piyasa aktörlerinden kopulmadan, teknolojinin özü iyi kavranarak bu düzenlemenin getirileri hakkında dikkatli davranılmalı ve teknoloji kullanımının önünün kesilmemesine dikkat edilmelidir.
Akıllı Sözleşmeler ve Uyuşmazlıkların Çözümü
Avrupa Hukuk Enstitüsü ilkelerine göre blokzincirin dağıtık yapısı, merkezi olmaması ve düğümlerinin farklı ülkelerde bulunması yabancılık unsuru için tek başına yeterli değildir. Tarafların farklı ülkelerde bulunması gibi ek unsurlara bakılmalıdır.
Yetkili mahkemeyi seçen kodun yapılması mümkündür. Yetki sözleşmesinde Türk mahkemelerinin seçilmesi durumunda tarafların kimliği belirli olmalı, sözleşme yazılı şekilde yapılmalı ve imza taşımalıdır. Akıllı sözleşmelerdeki anahtarlar, güvenli elektronik imzanın unsurlarını taşımadığı için geçersizlik söz konusudur.
Akıllı sözleşmelere dair uyuşmazlıklarda uygulanacak hukukun seçimi için kodlama mümkündür. Hukuk seçimi yapılmamışsa sözleşmeyle en sıkı ilişkili hukuk aranır. Coğrafi kriterlerden hareket edilir.
Akıllı sözleşmelere ilişkin uyuşmazlıklar devlet mahkemelerinde çözüldüğünde; dağıtık yapı nedeniyle yetki uyuşmazlığının artması, yargılama masrafı, uzmanlık eksikliği, sınır ötesinde kararların icra edilememesi, uzun süren yargılama gibi durumlarla karşılaşılır.
Tahkim yönteminin kullanılmasında gizliliğin korunması, uzman hakemler görevlendirilmesi, sınır ötesi kararların uygulanabilirliği, teknolojiye adapte kolaylığı, hızlı karar alınması gibi avantajlar vardır. Yargılama ücretinin fazla olması ve her uyuşmazlığın tahkime elverişli olmaması ise dezavantajlarıdır.
On-chain uyuşmazlık çözümünde hakem seçimi genelde kurayla yapılır. Çoğunluğa uygun karar almayan hakeme ödeme yapılmaz. Kararlar yazılmaz ve gerekçelendirilmez. Karara itiraz sistemi vardır. İçtihat yoktur. Kararlar doğrudan uygulanır. Bu yöntem basit uyuşmazlıklar için daha etkilidir. Blokzincirin doğasına uygun uyuşmazlıklar için on-chain yöntemi kullanılırken tahkimin de ihtiyaçlara büyük ölçüde cevap verdiği unutulmamalıdır.
Akıllı Sözleşme Şablonlarında Ayıp
Akıllı sözleşmelerin blokzincir platformunda çalıştırılmasından önceki aşamada tüketici; web sitelerinden bir akıllı sözleşme şablonu edinebileceği gibi kendi ihtiyaçlarına göre bir akıllı sözleşme de yazdırabilmektedir. Tüketicinin sağlayıcıdan edindiği bu akıllı sözleşme şablonlarında ayıp bulunabilir. Ayıp; akıllı sözleşmenin tasarlanan fonksiyonunun beklenildiği gibi çalışmaması, şablon kodun objektif olarak içermesi gereken bazı fonksiyonları içermemesi veya diğer teknik eksiklikler şeklinde ortaya çıkabilir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre (TKHK) şablon kod, mal mahiyetindedir, dolayısıyla bu durumda ayıplı mala ilişkin TKHK hükümleri gündeme gelir. Ancak ayıplı mallara ilişkin TKHK hükümleri, şablon kodların konu edildiği sözleşmelerin tabiatına uygun değildir. Zira bu kodlar, malların aksine gayri maddi mahiyettedir. AB Hukukunda ise şablon kodlar, 2019/770 sayılı Dijital İçerik Direktif’ine göre dijital içerik niteliğindedir. Bu Direktif’le uyumluluk, teknik standartlar, güvenlik, son sürümü sağlama yükümlülüğü gibi dijital dünyaya uygun yeni ayıp kriterleri öngörülmüştür. Bu kapsamda AB Dijital İçerik Direktifi’nin iç hukuka aktarılması gerekmektedir.
Akıllı Sözleşmeler ve Tüketici Hakları
Akıllı sözleşmelerin yaygınlaşmasıyla sahte kripto para oluşumu, kripto paralara erişememe, hacklenme ve veri sızıntısı, yükseltilmiş ve standart olmayan ücretler, hizmet sunucularının çökmesi gibi tüketici haklarını ihlal edebilecek problemler ortaya çıkmıştır. Tüketici tarafından kodun anlaşılmaması tüketici haklarının ihlal edilmesinin en önemli nedenidir.
Avrupa Hukuk Enstitüsü’nün raporunda yer alan ilkelere göre akıllı sözleşmelerin doğal dil versiyonu varsa üstün tutulmalıdır. Tüketici haklarının ihlalini önlemek için kodu anlaması mümkün olmayan kişilere doğal dilde olan versiyon ulaştırılmalıdır. Geleneksel sözleşmeyle akıllı sözleşmeler aynı hukuki rejime tabi olmalıdır.
Akıllı sözleşmelerde tüketici haklarının ihlalini önlemek için standartlar belirlenmeli, içerik anlaşılabilir olmalı, okuyup anlama için yeterli zaman tanınmalı, itiraz için açık iletişim kanalı olmalı, kill switch zorunluluğu getirilmelidir.
Kişisel Veriler ve Akıllı Sözleşmeler
KVKK’ ye göre kişisel veriler, merkezi olarak en az bir kişi tarafından işlenmelidir. Kişisel verilerin silinmesi ve düzeltilmesi mümkündür. Akıllı sözleşmelerde yer alan veriler de kişisel veri olarak nitelendirilebilir.
KVKK’ ye göre kişiler, işlenen verilerin kendisi ile paylaşılmasını talep edebilir ancak açık blokzincirlerde talepte bulunulabilecek veri sorumlusunu belirlemek oldukça zordur.
Otomatik işlenen verileri nedeniyle aleyhine sonuç meydana gelen herkes, veri sorumlusuna başvurarak itiraz edebilir ve insan müdahalesi isteyebilir. Akıllı sözleşmelerde otomatik işlenen veriler nedeniyle itiraz edilecek kişi belirsizdir.
Ölçülülük ilkesi gereği veriler, belirli amaç doğrultusunda ve sınırlı süre boyunca işlenir. Buna rağmen akıllı sözleşmelerde veriler sınırsız saklanmaktadır. Her blokta verilerin tekrar işlenmesi de sınırlı süre boyunca ve amaç doğrultusunda veri işlenmesi kuralıyla çelişmektedir.
Blokzincirin değişmezliğinin verilerin doğruluğunu sağlaması ve şeffaflık nedeniyle ağdaki herkesin belirli bloktaki verileri görebilmesi ise akıllı sözleşmelerin veri hukukundaki avantajlarıdır.
Seçim Hukukunda Akıllı Sözleşmeler
Blokzincir temelli oylamada kural olarak seçmen kaydı, seçim sandığı, seçmen pusulası gibi eksiklikler seçimi sekteye uğratamaz. Belli maksatlarla seçim bölgesi değiştirilemez. Seçimlere erişim kolaylığı sağlanır ve siyasal katılım artar. Elektronik oylama bazı ülkelerde kullanılmaktadır ve blokzincir tabanlı olmak zorunda değildir. İlk kez 2018 yılında ABD’de blokzincir tabanlı oylama sistemi kullanılmıştır.
Blokzincir tabanlı oylamada hacklenme, insan eliyle olmayan manipülasyon, ifanın geri alınmasının mümkün olmaması, kimlikle oyun eşleşmemesi, kodlama hataları, oracle kaynaklı sorunlar, kodlanması mümkün olmayan koşulların varlığı yaşanması mümkün sorunlardır.
Bu nedenlerle, blokzincir tabanlı oylama; seçim hilekarlığına ve manipülasyona açık olamayan bir siyasal kültürde uygulanırsa çok daha işlevsel olabilir. Sistemin teknik eksiklikleri düşünüldüğünde, bu sistemin daha düşük ölçekli seçimlerde uygulanması da başlangıçta tercih edilebilir. Seçimleri demokratik yapan, blokzincir teknolojisinin kullanılması değil demokratik seçim ilkelerinin uygulanmasıdır.
Akıllı Sözleşmeler ve Vergilendirme
OECD 2018 tarihli raporunda devletlerin yeni teknolojiler için kendi uygulamalarıyla pozisyon almalarına işaret etmiştir. Devletler, özel sektörü kendi yarattığı blokzincir altyapısını kullanmaya teşvik etmeli ve bu sistemde aktif olmalıdır. Avrupa Parlamentosu da vergilendirmede blokzincirden faydalanma kararı almıştır.
Akıllı sözleşmeler vergilerin otomatik toplanması ve ödemesini mümkün kılmıştır. Ancak toplanan verginin vergi idaresine sanal para birimi ile ödenememesi ve dalgalanmaya katlanacak tarafın belirsizliği gibi dezavantajlara da sahiptir.
Blokzincir teknolojisinin vergilendirmede kullanılmasıyla devlet özel işlemelere dair daha fazla bilgi edinecek ve bu işlemlerden vergi alabilecektir. İnsan kaynaklı hatalar yaşanmayacak ve vergi tahsiline ayrılan bütçeden tasarruf sağlanacaktır. Blokzincirin şeffaflığı, hesap verilebilirliği sağlayacak ve kaçakçılığı önleyecektir. Değiştirilemez olması devlet ve mükellef arasındaki bilgi asimetrisini yok edecektir. Devletler çok sayıda avantajı olan akıllı sözleşmelere ve blokzincir teknolojisine yatırım yapmalı ve entegre olmalıdır.
Bankacılık ve Finans Boyutuyla Akıllı Sözleşmeler
Banka sözleşmelerini akıllı sözleşmeye taşımakta bir engel yoktur. Bankacılık Kanunu’ndaki şekil şartı, geçerlilik şartı değildir. Hükümsüzlüğe değil, idari para cezasına neden olur. Kredi taksitlerinin ödenmesinde, teminatların nakde tahvilinde, tüketici kredilerinde temerrüt için gerekli usulde, tedarikçi finansmanı ve teminat mektubunda akıllı sözleşmeler kullanılabilir.
Teminat mektubunda risk gerçekleştiğinde bankanın herhangi aktif davranışı olmaksızın riski anlayan akıllı sözleşme, bankanın garanti taahhüdünü yerine getirir. Teminat mektubunun süresi dolunca otomatik sistemden düşme gerçekleşir ve herkes için geçersiz olur.
Çek defterlerinin akıllı sözleşmelere taşınması durumunda çekin şartlarının incelenmesi ve çekin ödenmesini engelleyen yargı kararının mevcudiyetini araştırma gibi hukuki sorunların ortaya çıkma ihtimali azalır.
Banka işlemleri ve muhasebe kayıtları BDDK’ye rapor edilmektedir. Akıllı sözleşmelerin bu denetimde kullanılması halinde değiştirilemezlik özelliği güvenliği sağlar ve çift muhasebeyi engeller. Akıllı sözleşmelerde ifa otomatikliği ilişkiler yumağındaki güvensizliği ortadan kaldırır.
Ayrıca çalıştay, Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi YouTube kanalından canlı olarak yayınlanmıştır. Yayını izlemek için tıklayınız.